Haber

Anayasa Mahkemesi, memur sicil tutanağındaki “önemli zarar” beyanlarını hak ihlali olarak değerlendirdi.

Anayasa Mahkemesi, bir kamu görevlisinin sicil raporunda, “Bağımsız yönetici olarak hareket etmesi uygun değil. Temsil yetkisi yok. Yalan ve iftira atıyor” dedi. Formda yer alan ifadeler nedeniyle yapılan başvuruda, kişinin maddi ve manevi varlığını savunma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, bir kamu kuruluşunda sayman yardımcısı olarak çalışan bir kişinin sicil raporunun görüş kısmı, 2008 yılında daha önce çalıştığı yerdeki amirleri tarafından gönderilerek, “Bağımsız yönetici olarak hareket etmesi uygun değil. Temsil yetkisi yok. Yalan söylüyor. İftira atıyor.” şarkı sözleri yazıldı.

Bunun “şeref ve itibarını” zedelediğini iddia ederek dava açtı. Yerel mahkemece kısmen kabulüne karar verilen dava, Danıştay tarafından bozuldu ve bu kez yeniden görülen davada dava reddedildi.

2018 yılında ret kararının Danıştay tarafından onaylanması ve karar düzeltme talebinin reddedilmesinin ardından kişi hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

Yargıtay, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan makul sürede yargılanma hakkı ile kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkının Anayasa’da güvence altına alındığına karar verdi. Anayasa’nın 17. maddesi ihlal edildi. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın bir örneğinin yerel mahkemeye gönderilmesine karar verildi.

Kararın gerekçesinden

Anayasa Mahkemesi kararında somut olayda başvurucunun meydana geldiğini iddia ettiği durumun “kişinin şeref ve itibarını zedeleyebilecek nitelikte” olduğu belirtildi.

Sicil raporunun, kamu görevlisinin mesleki yeterliliğinin ve mesleki gelişiminin tespitine yönelik resmi bir belge olduğu vurgulanarak, şu tespitlerde bulunuldu:

“Bu nitelikteki bir belgede yer alacak değerlendirme öncelikle kişinin mesleki yeterliliği ve gelişimi ile ilgili olmalı, mümkünse somut verilere dayanmalı ve ayrıca kişilik haklarına zarar vermeyecek şekilde olmalıdır. aksine bir uygulama kişinin meslek hayatını, maddi ve manevi varlığını olumsuz yönde etkileyebilir.”

Kararda, kamu görevlisinin korunması ve kullanılan terimler nedeniyle uğranılan zararın giderilmesinin, kişinin maddi ve manevi varlığının korunması bağlamında devletin pozitif yükümlülüğünün gereği olduğu vurgulanmıştır. kişi.

Yerel mahkemenin ret kararında, sicil raporunda kullanılan kelimelerin kişinin mesleki gelişimi ve yeterliliği ile ilgili olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadığı belirtilirken, yargılama sürecinin uzun sürdüğü belirtildi. uzun zaman.

Kararda şu ifadeler kullanıldı:

“Başvurucu, sicil tutanağında yazılan sözlerin gururunu ve itibarını zedeleyecek nitelikte olduğunu, hakaret ve iftira niteliğinde olduğunu iddia etmekle birlikte, söz konusu sözlerin yargıtay tarafından soruşturulması yönünde adım atılmadığı anlaşılmaktadır. sorusu ile kararda söz konusu argümanlarla herhangi bir ilişki kurulmadığı, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı bakımından pozitif yükümlülüklerinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu